You are currently viewing Konuşmamız Gereken Bir Mevzu Var: Naz Yıldırım

Konuşmamız Gereken Bir Mevzu Var: Naz Yıldırım

Konuşmamız Gereken Bir Mevzu Var bölümünün bu haftaki konuğu Naz Yıldırım. 

Dünyada her geçen gün önemi artan bir başka fotoğraf alanına götüreceğim sizleri bu hafta. Bizler ne kadar “konser” fotoğrafçılığı tabirini kullansak da fotoğraf tarihinde  kullanım adı “müzik” fotoğrafçılığı olarak geçer. Dönem dönem popülaritesi hızla yükselen kimi sanatçıları kayıt altına almak, an be an sahnede yakalamak, -kimi zaman- albüm kapaklarına taşımak için müziğin fotoğrafla olan ilişkisi keşfedilmiş ve ortaya çıkan tarihi değerlerle birlikte bir kültürün oluşumuna zemin hazırlamıştır. 

Müzik tarihinin sayfalarını çevirdiğinizde hayranlıkla seyrettiğiniz “ikon”laşmış fotoğraflar sayesinde sanatçıya tanık oluyoruz. Özellikle belgesel niteliği taşıması ve gelecekte birçok alana öncülük edecek bilginin kaynağını görselleştirmesi açısından “müzik” fotoğrafçılığı 90’lı yıllarda yükselişe geçer. Bu yükselişle birlikte çok ciddi birikim elde edilir. İkibinliler dönemine baktığımızda kendi alanında farklı alanlara yayılarak hem sahne önü, hem sahne arkası hem de turneler fotoğraflanmaya başlandı. Bununla birlikte sahnenin dışına çıkarak daha küçük mekânların sahne alanları da ilgi odağına dönüşmesiyle artık “konser” fotoğrafçılığı günümüzde başlı başına bir çalışmaya dönüştü. Gelecekte epey ses getirecek ve birçok müzik tarihinin sayfalarında fotoğraflarıyla karşılaşacağımız bir isimle tanıştırmak istiyorum: Naz Yıldırım. 

Ankara’da 6:45 sahnesine çıkan Mert Demir‘i fotoğraflayan Naz Yıldırım’ın konser fotoğraflarına baktığımızda kendi ışığını da sahneye katarak sanatçısıyla birlikte bir ritim yakaladığını fark ediyorsunuz. Fotoğraflara baktığınızda o an hangi şarkının söylendiğini tahmin edebiliyorsunuz. Sadece sahne odaklı ya da o “an”dan tamamen kopmuş sanatçıyı kovalayan “donuk” çalışmalar yok. Sık sık konser fotoğraflarına bakıyorsanız ve artık bir hisse dönüşmüşse ne demek istediğimle, bunu ayırt edebilirsiniz. Çünkü Naz Yıldırım’ın fotoğraflarındaki ışık, şarkının ritmine karışır. hareketliliğini, durağanlığını, sakinliğini, yavaşlığını ya da farklı bir şarkının hangi akışından ortaya çıktığını bir an kulaklarınızda duyumsayabilirsiniz. Uzun bir süre bakmaktan sonra mırıldanmaya başlıyorsunuz. Bununla birlikte şunu da unutmamak gerekir. Sadece sanatçı çekimi değil, aynı zamanda bir mekânın, bir sahnenin dönem kültürünü de kapsar. Özellikle seyircisini kadraja alan fotoğraflar… Bu seyirciler sayesinde fotoğrafın çekildiği tarihini tespit etmek veyahut o dönem hakkında kolaylıkla fikir sunabilir. Yabana atılmamalı. Naz Yıldırım’ın diğer fotoğraflarını incelemenizi istemekle birlikte kendisini yakından tanımanızı da isterim. 

Naz Yıldırım‘ın kendi sözüyle; “Güzel bulduğum ya da saklamak istediğim bir şeyi fotoğraflamak her zaman sevdiğim bir şeydi. son birkaç yılda aktif olarak işin içine girdiğim kısım ise konser fotoğrafçılığı. bu alanda beni çeken şey aslında sahnenin arkaplanında büyük bir çalışmanın olması ve o an sanatçının şarkılarla, ışıkla, dekorla seyirciyle buluşan performansta pek çok şeyin kontrolü elimizde değilken bir anı yakalamaya çalışmak. o andaki duyguyu fotoğrafa yansıtmak benim için her seferinde hem çok keyifli, hem de çok stresli. bunu yaparken bazen konseri duymayı bırakıyorum bazen de sadece durup sahneyi izliyorum. “

 

Bu haftanın önerisi bir konser filmi olacaktır. Tarihe kazınmış çok değerli konser filmleri var. Hepsini sıralamak mümkün değil ancak size “Pink Floyd: Live at Pompeii”yi önereceğim. 

Nazlı Yıldırım

Ankara doğumlu olan Nazlı Yıldırım, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde okudu. İlk olarak öğretmenlik yaptıktan sonra yayıncılık sektörüne editör olarak geçti. Makaleleri, Yunanistan, Belçika ve Türkiye’deki çeşitli dergilerde, gazetelerde ve çevrimiçi platformlarda yayımlandı. Fotoğrafçılık kariyerinde, ilk fotoğraf fanzini “Hayret”i yayımladı. 2019’da eserleri “1+1 Birlikte Güçlüyüz!” sergisinde yer aldı. İkinci fotoğraf fanzini 2021’de Fail Books işbirliğiyle yayımlandı. Nazlı Yıldırım’ın ilk fotoğraf kitabı “Seninle Başım Dertte” 2023’te Onagöre Yayınları tarafından yayımlandı. İlk romanı “Deli Bir Düştü Rosa!” Anima Yayınları etiketiyle okuyucusuyla buluştu. Sanatında kişisel deneyimlerinden yola çıkarak aidiyet ve ayrımcılık temalarını keşfetmektedir. Eserlerinde, sınıf, kültür, cinsiyet, cinsel kimlik ve aile dinamiklerinin toplumlar üzerindeki etkilerini belgeliyor. Özellikle cinsiyet, kültürel kimlik, ayrımcılık ve LGBTI+ topluluklarının deneyimlerine odaklanmaktadır. Şu an İrlanda’da sanatsal çalışmalarına devam etmektedir.

This Post Has One Comment

  1. Osman

    Muhteşem bir röportaj ellerinize sağlık. Naz Yıldırım best photographer…

Yoruma kapalı.