Çatlamış cam bir akvaryumumuz vardı hani, hatırlar mısın? Su sızdırdığı için içinde artık balıkların yaşayamadığı. Sen onu topraklarla doldurmuş, içine çiçekler ekmiştin. Akvaryum, yine bir şeyleri yaşatmaya devam etmişti. Çiçek diye yeşeren, renklenen şeylerin aslında umut olduğunu o yaşlarda senden öğrenmiştim oysaki…
Sahi, ne ara geldi yapıştı üstüme bu umutsuzluk?..
Sen umut veren bütün güzel şeylerin anlamıydın…
Pembe bir gözlük almıştın hani bana, kaybettim ben onu senin gittiğin gün… Söyleyemedim de sana, yine onunla bakıyormuşum gibi yapıyorum dünyaya…
Ama ne yalan söyleyeyim, her yer simsiyah kömür madeni…
Pembe pamuk şekerleri dağıtıyorum bazen çocuklara, kaybettiğim gözlüğümün yerini tutsunlar diye…
Kahkahalarını hatırlıyorum sonra, en sevdiğim şarkının melodisi gibiydi.
Tekrar tekrar dinlediğim…
Sen gitmeden on gün önce, başka notalarda bir melodi verdiler kucağıma, kulağıma…
Yokluğunda beni dizginleyen, uysallaştıran tek melodi o oldu…
Keşke o melodiyi sana da dinletebilseydim…
Şarkım hiç susmadı anlayacağın anneciğim… Şarkılarım hep devam etti…
Bugün senin için topladım o akvaryumdaki çiçekleri
Senin için taktım pembe gözlüklerimi
Oğluma pembe pamuk şekerler aldım
Annelik makamından çalıyorum, söylüyorum şarkılarımı…
Sana biriktirdiğim sevgi ve özlemlerimle…
Anneler Günün kutlu olsun…
Betül Canpolat