You are currently viewing Derneklere Sorduk: Alanya Fotoğraf Sanatı Kulübü

Derneklere Sorduk: Alanya Fotoğraf Sanatı Kulübü

S.1: Derneğinizin kuruluş hikâyesini ve bu sürecin arka planını bizimle paylaşır mısınız?

Daha önce (2004) kurduğumuz bir başka fotoğraf derneğini bir türlü olağan genel kurula demokratik olarak taşıyamayan başkan ve kalmayan yönetim kuruluna tepki olarak yolu fotoğrafta kalan dostlarla ve büyüklerimizle birlikte Afsak   Derneği olarak yolumuza devam ettik.

S.2: Genellikle bir boşluğu doldurmak amacıyla dernekler kurulmaktadır. Türkiye fotoğrafçılığı alanında hangi eksikliği veya ihtiyacı gözlemleyerek derneğinizi kurmaya karar verdiniz?

Aslında ülke genelinde bir eksiklikten ziyade öncelikle yaşadımız kentteki bir eksikliği tamamlamayı düşünürken bir yandan da kurulduğumuz dönem hibe ve fonlar üzerine çalışmalar yapmak istemiştik… Oldukça verimli bir Unesco SGP proje başvurusu onayı ile Alanya Kalesi Kelebekleri kitap çalışması yapmıştık. Sonrasında fonlarla ve yerel yönetim desteksizlikleri ile Kuşları, Keçileri ve sonunda da yaşayan yerli halkı adına Kalenin Sahipleri aşamaları yarım kalmıştı…Yeni bir umutla değişen yerel yönetimden de fotoğraf ve yaşadığımız kent ve kentin değerleri adına bizler de umutluyuz. Bu proje çalışmaları sırasında destekleyici amaç olarak gençlerin de fotoğrafın gücünü anlamaları hedeflemişti… 

S.3: Türkiye’nin fotoğraf tarihine yakından baktığımızda, belirli dönemlerde ciddi bir görünürlük ve ilgili çalışmalar gözlemliyoruz. Ancak yakın tarihte, özellikle genç fotoğrafçıların kendilerini duyuramaması ve yenilikçi adımlar atılamaması gibi durgunluk ve gerileme döngüleri dikkat çekiyor. Derneğiniz, bu döngüyü kırmak için ne tür faaliyetler yürütmektedir?

Maalesef gençlerdeki bu kırılganlığı aşamadık. Çünkü tam onlarla ilgili bir proje aşamasında pandemi süreci başladı arkasından ekonomik sorunlar ve özellikle kiraların aşırı yükselmesi derneğimiz ve genç arkadaşlarımız için kendine kapanma dönemini sert bir şekilde tetikledi.

Sonrasında çıkan yenilikler gençlerin AI – Yapay Zekâ kullanımına yönelmeleri, tamamen bireysel çalışmalara yöneltti… 2025 için planladığımız meslek edindirme ve sosyal sorumluluk projeleri ile sanırım biraz bu durumu kıracağımıza inanıyoruz.

S.4: Türkiye’deki derneklerin konumuna baktığımızda, çoğunlukla erişilebilirlik ve hızlı yükseliş sağlayan bir güç olduğunu görüyoruz. Ancak, bu gücün genellikle aynı isimler üzerinde yoğunlaştığını ve yeni fotoğrafçılar için alan açmada yeterince kullanılmadığını düşünüyoruz. Bu konuda bir öz eleştiri yaparak, neden bu gücü yeni fotoğrafçılar için daha fazla kullanmadığınızı değerlendirir misiniz?

Bu sadece derneklerden kaynaklı değil, gençlerin çoğunluğunun  cep telefonu ve sosyal medya bağımlılıkları ile alakalı. Küçük bir kesim ise hayatın zor koşulları nedeni ile başka işlere ya da sahip oldukları güce daha çok zaman ayırmaları…Değilse biz onları hem yönetici hem de kurucular olarak daima destekliyoruz. 

S.5: Fotoğraf yarışmalarında dikkatimizi çeken bir unsur var: Çeşitli yarışmalara hep aynı fotoğraf ile katılım sağlayan fotoğrafçılar görüyoruz. Sizce bu yarışmalar, Türkiye fotoğraf tarihinin, özellikle günümüzün tarihine, gelişimine katkıda bulunuyor mu? Bu yarışmalar, fotoğrafçılar için bir motivasyon kaynağı mı yoksa sadece bir gelir kapısı mı?

Bunun yanıtı tam da üniversitelerde tez konusu olacak kadar ince işlenecek bir konu olması açısından önemli. Aynı kişilerin aynı fotoğraflarla katılımı ve genel de aynı kişilerin ödül alması hem biraz işin ticari hem de disiplinli çalışma olarak görülmesine de etki ediyor… Bu sorunun sosyolojik ve ekonomik boyutları ile irdelenmesi ve sonrasında Türkiye fotoğrafçılığına katkısının araştırılması, anketlerle desteklenerek bir sonuca ulaşılması sanırım en doğru yöntem olabilir. Ancak kişisel olarak, bir yandan da rahatsızlık veren bir durum olduğunu düşünüyorum.

S.6: Çeşitli fotoğraf kurumlarının verdiği unvanların fotoğrafçılar üzerindeki etkilerinden bahsedebilir misiniz? Bir fotoğrafçı olarak tanınabilmek için bu unvanlara sahip olmak şart mı? Unvanlar olmadan da ‘fotoğrafçı’ olunamaz mı?

Unvanlar, disiplin altında güvenilir bir kurumdan verildiği sürece bir zararı yoktur. Çok unvan, çok iyi fotoğrafçı anlamına da gelmeyebilir. Ancak yeni başlayanlar için olmazsa olmaz bir durum olarak görülebilir… Aslında fotoğrafçıdan önce fotoğraf ünlü olur ki unvan sıralamada sonra gelir. Son zamanlarda ödüllerin çok artması ile ödül avcısı fotoğrafçılar çoğalmış ama tüketimin artması ile değerli fotoğraf sayısı da ters orantılı olarak  azalmıştır. Hafızalardan çıkmayan fotoğrafların çoğu unvan sahipleri tarafından değil, kimi yeni başlamış kimi de fotoğrafının bu kadar etkili olacağını tahmin etmeyen fotoğrafçılar tarafından çekilmiştir. Doğru yer, doğru zaman (an), doğru teknik, doğru seçimler başarının gerçek ögeleridir.

S.7:  Günümüzde art arda bağımsız atölyeler açılmaya başladı. Derneklerin tamamlayamadığı ya da yetişemediği noktalardan doğan bu atölyelerin sayısının artması hakkında ne düşünüyorsunuz? Derneklerde de benzer atölyeler düzenlenebilir. Yeni akımlar, teknikler, çağdaş sokak fotoğrafçılığı, soyut ve soyutlama gibi çalışmalar/atölyeler konusunda derneklerde neler yapılabilir? Bu konuda düşünceleriniz nelerdir?

En büyük problerimizden birisi de bu konu. Başlangıç itibarı ile pandemi sürecinde insanların internet ortamında daha fazla zaman geçirmesi ve fırsatı değerlendiren bireysel eğtimcilerin çoğalması.

Bilgi kirliliklerine rağmen kontrolsüz bir şekilde çoğalan bu uygulama yöntemi elbette derneklerimize zarar vermiştir. Derneklerden eğitim alan bazı grup arkadaşlarımız da “tamam, ben yaparım” diyerek eğitim işlerine soyunması da cabası… Yani daha çırak bile değil iken ustalığa soyunmaları fotoğrafa örgütlü bir güç olarak  yaklaşan biz fedakar fotoğraf hizmetkârlarına da maalesef dokunmaktadır.

Kendisini internet ortamında geliştirmiş, yetenekli gençlerimiz ya da eski kurt tabirli fotoğrafçı arkadaşlarımız da yok değil hani. Şimdi bu arkadaşlara gel dernekte de eğitim ver dediğimiz zaman işin içerisine kaşe giriyor… Afsak olarak 2008’den bugüne hiçbir fotoğraf sanatçısına eğitimler için bir ücret ödemedik. Ancak en iyi şekilde ağırladık, konuk ettik. 

Son olarak üniversiteli genç arkadaşlarımızla ilgili bir çalışmamız başlıyor, umudumuz onlarda…

TEŞEKKÜRLER!

Aralık Mag., yeni blog röportaj serisi ‘Derneklere Sorduk’ ile Türkiye’de bir ilke imza atıyor. Bu yenilikçi seride, derneklerin faaliyetlerini ve karşılaştıkları zorlukları daha iyi anlamak amacıyla aklımıza takılan soruları derneklere yönelteceğiz. Fotoğraf sanatının gelişimine katkıda bulunmayı hedefleyen bu serimizde, hem derneklerin işleyişine ışık tutmayı hem de okuyucularımıza değerli bilgiler sunmayı amaçlıyoruz.

“Derneklere Sorduk” röportaj serisinin sorularını hazırlayan Bahar Saner‘e, röportajın redaksiyonu için Cemre Tosun ve İlker Şimşekcan‘a, yayıma hazırlayan Nazlı Yıldırım‘a teşekkür ederiz.