You are currently viewing Sarpıncık Deniz Feneri

Sarpıncık Deniz Feneri

İzmir Körfezi’nin Karaburun yarımadasında bulunan Sarpıncık Deniz Feneri’ne gidiyoruz. Karaburun merkeze yaklaşık 25 km uzaklıkta olan fenere ulaşmak engebeli ve bozuk yollar sebebi ile 45 dakika sürmekte. Toprak ve dar bir yola sahip olan deniz fenerine ulaşabilmek için navigasyondan yardım almak gerekebilir. Ayrıca telefonlarınızın operatör değişikliği yapabileceği bir noktadasınız karşı tarafta Midilli ve Sakız adaları var, önlemlerinizi alın.

İlk çağlardan beri balıkçılık ve deniz taşımacılığının gelişimi ile paralel olarak gelişen deniz fenerleri yıllar içersinde gelişerek günümüzdeki görünümlerini almışlardır. İlk zamanlar, kıyılarda yakılan ateşler zamanla tepelerde yakılmaya başlanmış, yakılan ateş kaynağının daha uzaklardan görünebilmesi için kuleler inşa edilmiştir. Daha sonraları sütunlar inşa edilmiş üzerlerine ateşler konulmuştur. Denizciliğin gelişimi ile fener kulesi, bakıcı evi ve deposu ile beraber bir mimari yapıyı ortaya çıkmıştır.

Binlerce gemiye yol gösterici olarak inşa edilmiş deniz fenerleri teknolojinin gelişmesiyle fonksiyonlarını kaybetmiş olsa da kıyıların en nostaljik yapılarındandır. Deniz dalgalarına ve sert hava koşullarına dayanıklı olarak inşa edilen bu yapılar yıllara meydan okuyabilmektedir. Sadece denizcilere yardım etmekle kalmaz efsanelere ve hikayelere de konu olmuşlardır. En bilinen örneği ise İ.Ö 280 yılında inşa edilmiş antik çağın yedi harikasından biri olan İskenderiye feneri’dir.

Antik dönemlerde deniz fenerleri içinde bulundukları şehrin, ticari yönden simgesi olan limanlarının, en önemli mimari unsurlarından biridir. Limanın, hatta şehrin simgesi haline gelen deniz fenerleri sikkelerin üzerine basılmış, lahitler ve rölyefler üzerinde betimlenmiştir.

“Hem denize, Hem karaya ait. Denizden bakınca karanın, Karadan bakınca denizin bekçisi ışıklı şovalyeler…”

Önceden uyarayım, son virajı dönene kadar Sarpıncık Deniz Feneri’ni görmenizin imkanı yok. “Biz kaybolduk geri dönelim aracımız gidemez, yollar çok kötü” diyebilirsiniz fakat bence arkanıza yaslanın, bu ıssızlığın ve doğanın tadını çıkartın. Yol boyunca rüzgar türbinleri göreceksiniz. Deniz fenerine ulaşan toprak yola girerken rüzgar türbinine çok yakın bir noktadan geçeceksiniz. Rüzgar türbinini  fotoğraflamak için durmak isteyebilirsiniz. Benim çektiğim tek kare ne yazık ki pek hoş olmamış.

Çeşme ve Foça arasında konumlandırılan fenerin yapım tarihinin 1938’in Ocak ayı olduğu söyleniyor. Körfeze giriş ve çıkış yapan gemilere yol göstermesi için inşa edilmiş. 12 metre uzunluğunda olan fener, konumu nedeniyle denizden yaklaşık 100 metre yükseklikte ve 12 deniz mili kadar görüş erişimine sahip. Ortamın sessizliğini sadece dalga seslerinin bozduğu fener ve bakıcı evinin eşsiz konumu fotoğrafçılar için iyi bir seçenek. Ege Denizi’ne hakim bir yamaç üzerine kurulu bu yalnız fener, denizin sonsuzluğunu ve  doğanın eşsizliğini  hissedebileceğiniz bir yer. Ege rüzgarlarına eşlik eden kekik otlarının kokusu ve sonsuzluk. Eğer zamanınız varsa güneşin batışını bekleyebilir ve kızıl gökyüzü ile harika kareler ortaya çıkarabilirsiniz. Deniz feneri etrafında kamp kurabileceğiniz düzlük alanlar mevcut. Belki bir gece kalıp, gökyüzü açık ise yıldız pozlamak için fırsatınız olabilir. Yanınıza tripod almak isteyebilirsiniz ama rüzgarın çok sert estiğini hatırlatmak isterim.

Deniz fenerleri deniz kıyısında kayalıkların üzerine, ulaşılması güç noktalara inşa edildiklerinden dolayı kendi kendilerine yetebilecek şekilde tasarlanmıştırlar. Bakıcı konutu, fener ve depolama alanları ile gerekli altyapıya sahiptirler. Deniz fenerlerinde çalışan ailelerin üç kuşak mesleği olmuştur. Sarpıncık Deniz Feneri de bakıcı evi, deposu ve feneri ile yıllarca denizcilere hizmet etmiştir. Yakın  zamanda tamir gören Deniz Feneri, güneş enerjisi ile çalışabilir hale getirilmiş. Radar teknolojisinin gelişimi ile eski önemlerini kaybetmiş gibi gözükse de eski çağlardan beri kullanılan fenerler günümüz dünyasında artık ziyaretçilerini bekliyor. Deniz fenerini gezmeden önce ya da gezdikten sonra çevrede bulunan sakin koylarda denize girip serinlemek isteyebilirsiniz.

Türkiye genelinde 432 adet Deniz Feneri olduğunu belirtmek isterim. Eğer sizin de yolunuzun üzerinde bir deniz feneri var ise bir şovalye gibi yükselen bu yapılara uğramanızı öneririm. Sağlıcakla kalın.

Temel YILMAZ

İletişim: [email protected]

Temel Yılmaz

1990 İstanbul’da doğdu. 2013 yılında Trakya Üniversitesi Arkeoloji bölümünden, 2018 yılında İstanbul Üniversitesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım bölümünden mezun olmuştur. Fotoğraflarını analog kameralarıyla çekmeye çalışmaktadır. Meraklıdır ve gezmeyi çok sever. Aralık Mag Fotoğraf Dergisi’nde “Fotoğraf Rotaları” bölümünün yazarıdır.