You are currently viewing Sesli Düşünüyorum: Yolculuk

Sesli Düşünüyorum: Yolculuk

Düşüncelerin de hayat gibi bir noktadan başlayıp evrilerek, değişerek ve bazen doğru bazen yanlış yerlerden geçerek ama asla kati ve değişmez kalıplara bürümeden sürekli canlı kalacağına ve bu canlılığın oluşturduğu düşünsel değişimin asıl değerli olan olduğuna inananlardanım. Naçizane fotoğraf ile ilgili okumalarım ve çıkarımlarım üzerine geçirdiğim düşünsel değişim doğrultusunda doğrusuyla-yanlışıyla “sesli düşünerek” kafamdakileri yazıya dökmek isterim. Bu düşünsel yolculukta sözlerim kati ve değişmez kalıplar ya da doğrular değildir. Bunlar sadece benim yolculuğumda bulunduğum duraktaki bir bakıştır ve yol ilerledikçe başka duraklar başka bakışları hatta şimdikilere tam zıt görüşleri getirebilir. Ama yine de düşüncenin her “an”da paylaşılması değerlidir. 

Fotoğraf çekmek bir yol hikâyesidir. Fotoğraf çekilip sergilenene kadar geçen süreç fotoğrafçının yolculuğudur. Sergilendikten sonra ise seyircinin yolculuğu başlar. İster bu sergileme bir kitap veya dergide olsun, ister sosyal medyada, isterse bir sergi veya sunum ile seyirciyle buluşsun ya da bunların tamamen dışında fotoğrafçının sadece eşi dostu ile paylaştığı bir kare olsun sergilendikten sonraki süreçte seyirci fotoğrafa dair teknik bir sorgu içine girmeden fotoğrafı ele alır. Kendinden bir şeyler arayarak ve fotoğrafla kendi arasında bir bağ kurmak üzere sorular sorarak yolculuğuna başlar. Seyirci için fotoğrafın hangi makine ile çekildiği, çekim tekniklerine dair değer ve bilgiler önemli değildir. Bu tercihler fotoğrafçının yolculuğuna dairdir. 

 Fotoğrafçının yolculuğu ise seyircinin yolculuğundan bambaşka bir serüvendir. Çıkılan her yolculuk kendine özgü bir rotaya sahiptir ve bu rota bazı durakları içerir. Bu rotanın ana hatlarını fotoğrafçının gözü ve düşünceleri arasındaki bağlam belirler. Bu bağlamla belirlenen ana rotada yolculuk makinenin ele alınmasıyla değil düşünme eylemi ile başlar. Bu başlangıç, yani düşünme, sadece fotoğraf aracılığı ile ifadelerini ortaya koyma amacını değil; kişinin hayata karşı düşüncesi, duruşu ve hayat yolculuğunun izlerini de kapsamaktadır. 

 Fotoğrafçının düşünceyle başlayan bu yolculuğunda uğramak istediği duraklar kimi zaman bir nefeslenme ihtiyacı için kimi zaman da durup durumla ilgili sorgulama içinde bulunmak için olabilir. Kimi duraklar fotoğrafın doğası gereği çıkılan her yolculukta vardır. Kimi duraklar ise fotoğrafçının mizacı, düşünme tarzı ve seçtiği konuya göre şekillenir. Çıkılan her fotoğraf yolculuğunda bu durakların bir kısmı o yolculuğa özgü olarak değişecektir. 

Makine ve çekim tekniklerine dair yapılan seçimler de yolculuktaki durakların yerini belirler. Fotoğrafçı yaptığı makine tercihi ve çekim teknikleri ile kendi yolculuğu içinde bulunur ve bu yolculuğu şekillendirir. İster tercihi dijital bir makinesi olsun, ister filmli bir makine, ister orta format olsun, ister kompakt bir bas-çek fotoğrafçının kendine ait bu yolculuğunda aygıt olarak fotoğraf makinesi fotoğrafa giden yolda fotoğrafçının gözü ve düşünceleri arasında belirlenen rotanın bir destekleyicisidir. Bu tercihler yolculukta varılmak istenen yere katkısı kadar değerlidir. Varılmak istenen yere katkısı olmayan seçimler zaman kaybı yaratan durakları oluşturur ancak hangi seçimlerin katkısı olduğu da her fotoğrafçının kendi düşünme biçimi ve yaklaşımı kadar özneldir. Bazen bu zaman kaybı yaratacağı düşünülen duraklar asıl rotada yürüyebilmek için durulması gereken yerlerdir ancak bunun farkına çok sonraları varılabilir. Neyin ne kadar katkısı olduğunun kararı ve bilgisi yalnızca bu yola çıkan fotoğrafçıdadır. Bu nedenle varılmak istenen yol ve tercihler aynı olsa da herkes için bu duraklar farklılık gösterecektir. Ayrıca çıkılan her yolculuk da kendine özgü bir şekilde tercihlerin katkılarını değiştirecektir. 

Fotoğraf çekmek bir yol hikâyesidir. Herkesin hayat yolculuğu nasıl farklı ise fotoğraf yolculuğu da farklıdır. Kimi zaman fotoğrafçının tercihleri yolculuğun rotasını belirler, kimi zaman teknik imkânlar, kimi zaman ise hayatın ta kendisi. Nasıl hayat yolculuğu kesin rotalardan geçmiyorsa fotoğraf yolculuğu da kesin rotalardan geçmemektedir. Belki de bu yolculuğa çıkma isteklerimiz de tam da bu nedenlerdendir? Kim bilir?

 

Muhsin Topdağı
@muhsintpd

Muhsin Topdağı

1987 Erzurum doğumludur. Kocaeli Üniversitesi Elektrik Mühendisliği mezunudur. Fotoğrafla lise yıllarında tanışmış olsa da 2019 yılından beri fotoğrafla ilgili okumaya ve fotoğraf üzerine düşünmeye başlamıştır. Artlens Görsel Kültür ve Fotoğraf Atölyesinde temel ve ileri seviye fotoğrafçılık başta olmak üzere çeşitli fotoğraf ve sanat eğitimlerine, Magnum Photos’un düzenlediği How to be a Working Photographer eğitimine ve Atölye 4’33” Kavramsal Fotoğraf eğitimine katıldı. Okudukça, araştırdıkça ve fotoğrafın içine girdikçe çok farklı bir dünya ile karşılaşmış ve bu farklı dünyada kendi yolunu bulmaya çalışmaktadır. 2021 yılından itibaren AralıkMag dergisi bünyesinde blog yazarlığına devam etmektedir.