Fluxus, 1960’ların başlarında ortaya çıkan, performansı, görsel sanatı, müziği ve diğer disiplinleri birleştiren uluslararası bir sanat hareketidir. Sanat akımı olarak değerlendirilmesi tartışmalı olan Fluxus için sanat teorisyeni ve Fluxus hareketinin kurucularından olan Dick Higgins “Fluxus bir sanat akımı değilse 20. yüzyılın en büyük şakası olmalı” der. Bu sözler bile bir sanat akımı olarak değerlendirilmesine şüpheyle yaklaşılmasına nedendir. Fluxus’u bir akım ya da hareket dışında bir dönem olarak değerlendiren sanat tarihçileri de vardır. Diğer taraftan Fluxus, son kitlesel sanat akımı olarak da anılmaktadır.
Latince “akış“, “akmak” anlamına gelen “flux” kelimesinden türetilmiş olan Fluxus, bu akımın ve akışın doğasını ve özünü yansıtır. Hareket, geleneksel sanat anlayışlarına meydan okuyarak sanatı gündelik yaşamla kaynaştırmayı hedeflemiş, sanatta deneysel ve yenilikçi bir yaklaşım benimsemiştir. Fluxus sanatçıları gündelik objelerle, metinler ve imajlarla estetik kaygısı gütmeden çalışmışlarıdır. Fluxus, her şeyin sanat olabileceği ve herkesin bir sanatçı olabileceği fikrini savunur. Sanatın halktan kopukluğuna bir tepkidir aynı zamanda. Bu bağlamda bir anti-sanat hareketi olarak ortaya çıktığı açıktır ve ticari amaçlar da gütmeden varlığına devam etmiştir. Fluxus’un kurucusu olarak kabul edilen ve Fluxus ismini ortaya atan George Maciunas: “Sanatı burjuva hastalıklardan kurtarmayı” amaçladıklarını söyler. Fluxus’da geleneksel malzeme kullanımı yoktur, belirli form ve estetik algısına sahip değildir, seyirci yalnızca oturup izlemez aynı zamanda eserin bir parçası olur.

Fluxus’un Tarihsel Bağlamı ve Ortaya Çıkışı
Fluxus, 1960’ların toplumsal ve kültürel dinamikleri içinde şekillenmiştir. Bu dönem, İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinden sonra ortaya çıkan yeni toplumsal hareketlerin, Soğuk Savaş’ın getirdiği küresel gerilimlerin ve hızlı teknolojik değişimlerin damgasını vurduğu bir zaman dilimidir.
Fluxus’un kurucusu olarak kabul edilen George Maciunas, bu hareketin ilk teorik temellerini atan kişidir. Maciunas’ın “Uluslararası En Yeni Sanat, Anti sanat, Müzik, Anti müzik, Şiir, Anti şiir vs Dergisi” başlıklı bir dergi projesi olarak ortaya attığı Fluxus, son kitlesel sanat akımına dönüşmüştür. Maciunas’ı etkileyen ve belki de Fluxus hareketinin ortaya çıkması sağlayan yegâne kişi ise besteci John Cage‘dir. John Cage’in 1930’larda başlayarak üzerine çalıştığı deneysel müzik ve bu çalışmaları üzerinde 1957-1959 yılları arası New School for Social Research‘te verdiği deneysel müzik dersleri Fluxus için ilham kaynağı olmuştur. Fluxus’a dahil olan Jackson Mac Low, La Monte Young, George Brecht, Al Hansen ve Dick Higgins gibi sanatçı ve müzisyenlerin bazıları John Cage’in derslerine katılmıştır. John Cage’in bir sanat eserinin nihai amaç olmadan gerçekleştirilmesi ve eserin sanatçı ile izleyici arasındaki etkileşim alanı olması gerektiği görüşleri Fluxus hareketini temelden etkilemiştir.
Fluxus’un etkilendiği diğer bir ilham kaynağı ise Duchamp ve onu hazır-yapım nesne kullanımı olmuştur. Fluxus sanatçıları da eserlerinde hazır-yapım nesneler kullanmışlardır. Ayrıca Duchamp etkisiyle Fluxus’un kurucularından sanatçı Dick Higgins “mecralar arasılık” (intermedia) kavramı ortaya atmıştır. Mecralar arasılık, edebiyat, performans, müzik ve resim gibi herhangi bir alana ait bir malzeme veya yöntemin, o sanattan bağımsız olarak bütün sanat alanlarında kullanılması olarak tanımlanabilir.
Ayrıca Dada hareketinin doğuşuyla benzer koşullar içinde ortaya çıkan Fluxus birçok yönden bu hareketten etkilenmiştir.Maciunas başlangıçta Fluxus’tan “Neo-Dadaizm“ veya “Yenilenmiş Dadaizm” olarak bahsetmiştir ancak Dada hareketi sanatçılarından Raoul Hausmann‘nın “… neo hiçbir şey ifade etmiyor ve -izm eski moda. Neden sadece “Fluxus” olmasın?” önerisiyle bu tanımlamadan vazgeçmiştir.
Maciunas’ın Fluxus’un teorik temellerini atması John Cage’in derslerine katılan sanatçılarla tanışması sayesinde gerçekleşmiştir. Litvanya doğumlu bir sanatçı ve grafik tasarımcı olan Maciunas, başta bu sanatçılar olmak üzere Avrupa ve Amerika’da çeşitli sanatçılarla iş birliği yapmıştır. Maciunas ve çevresindeki sanatçılar 1962 yılına kadar adı konmamış Fluxus etkinlikleri düzenlemiştir. Dick Higgins’in de belirttiği gibi; “Fluxus işe başladı ve sonra bir araya gelerek Fluxus adını halihazırda var olan işe uyguladı. Sanki başlangıçta değil de durumun ortasından başlamış gibiydi.”. 1962 yılında Maciunas, Higgins ve Knowles Avrupa’ya giderek Joseph Beuys ve Wolf Vostell’in de aralarında bulunduğu bir grup sanatçının da dahil olduğu ve Avrupa’nın farklı şehirlerinde tekrarlanan Fluxfest adında konserler ve performanslar düzenlemiştir.

Fluxus Manifestosu ve Sanat Dünyasındaki Etkileri
Maciunas, 1963 yılında Amerika’ya dönmüş ve Fluxus’un manifestosunu yazarak, hareketin temel prensiplerini ve amaçlarını belirlemiştir. Bu manifestonun temelinde geleneksel sanat anlayışlarına karşı çıkan bir tavır ve sanatı günlük hayatın bir parçası haline getirme amacı yatmaktadır. Maciunas, manifestosunda amacının “Dünyayı ölü sanattan… soyut sanattan, illüzyonist sanattan temizlemek” olduğunu belirtmiş ve “İnsanlarının sanat deneyimlerini günlük deneyimlerden, yemekten, çalışmadan vb. elde etmeleri gerekir. … Yaşayan sanatı, karşı sanatı teşvik edin, sanat dışı gerçekliğin sadece eleştirmenler, amatörler ve profesyoneller tarafından değil, tüm halklar tarafından kavranmasını teşvik edin.” cümlelerini de manifestoya eklemiştir.
Sanatçılığın bir meslek olarak görülmemesi, bir yaşam biçimine dönüşmesi diğer önemli amaçlarından olmuştur. Ayrıca sanatın ticari amaçlarla yapılmasının karşısında olduklarını belirtmiş ve sanat eserlerinin sanatçının geçimini sağlamak için hazırladığı işlevsel olmayan bir metalardan oluştuğunu ve bu durumun sanatı ticari amaçlar dışına çıkılarak yıkılacağını savunmuştur. “Dünyayı Avrupacılık’tan arındırın.” mottosuna da manifestoda yer vererek Avrupa’da hakim olan profesyonel sanatçı fikri, sanat için sanat ideolojisi gibi düşüncelere de karşı durmuştur.
Fluxus manifestosunun yanında sadece bu cümlelere bile baktığımızda Fluxus’u, katı kurallardan uzak, serbest bir yapıya sahip bir hareket olarak tanımlayabiliriz. Bu hareketin en önemli özelliklerinden biri, sanatın demokratikleşmesi ve elitist yaklaşımlardan arındırılmasıdır. Fluxus sanatçıları, sanatı herkesin erişebileceği bir olgu olarak görmüş ve bu doğrultuda eserler üretmiştir.

Fluxus, sanatı ve yaşamı ayrılmaz bir bütün olarak görmüştür. Fluxus sanatçıları, sanatı müze ve galerilerin steril ortamlarından çıkararak günlük yaşama dahil etmeyi hedeflemişlerdir. Bu bağlamda, sıradan nesneler ve olaylar, Fluxus eserlerinin temel unsurları haline gelmiştir. Fluxus sanatçılarının performansları, müzik parçaları ve diğer sanat eserleri, izleyici ile sanatçı arasındaki sınırları ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Bu da izleyicinin sanat eserinin bir parçası haline gelmesine olanak tanımıştır.
Fluxus hareketinin bir diğer önemli özelliği, sanatın eğlenceli ve oyunbaz bir yönünü vurgulamasıdır. Bu hareket, sanatı ciddi bir faaliyet olarak görmektense, onu mizah, ironi ve oyun öğeleriyle zenginleştirerek sunmayı tercih etmiştir. Fluxus sanatçıları, bu yaklaşım sayesinde sanata yönelik geleneksel ciddiyet anlayışını sarsmayı başarmıştır.
Fluxus hareketi, son kitlesel sanat akımı olarak değerlendirilmiş ve kendinden sonra gelen sanat akımlarını da etkilemiştir. Özellikle performans ve kavramsal sanat Fluxus’un etkisi altında şekillenmiştir. Fluxus’un sanat ve yaşamı birleştiren yaklaşımı, sanatın tanımını ve sınırlarını genişleterek, onu daha kapsayıcı ve demokratik bir hale getirmiştir.
Fluxus, aynı zamanda sanatçının rolünü de yeniden tanımlamıştır. Fluxus sanatçıları, sanatın yaratım sürecine izleyiciyi de dahil ederek, sanatçının otoritesini ve eser üzerindeki mutlak kontrolünü sorgulamıştır. Bu da sanatın daha katılımcı ve interaktif bir form almasına yol açmıştır.
Fluxus hareketi, sanat dünyasında yarattığı etki dışında, toplumsal ve kültürel değişimlere de katkıda bulunmuştur. Fluxus’un sanat ve yaşamı birleştiren yaklaşımı, günlük yaşamın sıradan unsurlarını sanatsal bir bağlama yerleştirerek, toplumsal normları ve değerleri sorgulamayı amaçlamıştır. Bu da, sanatın toplumsal değişim için bir araç olarak kullanılabileceğini göstermiştir.
Fluxus’un Sanatçıları ve Eserleri
Fluxus hareketine birçok sanatçı katkıda bulunmuştur. George Maciunas, Fluxus’un kurucusu ve en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilirken, Jackson Mac Low, La Monte Young, George Brecht, Al Hansen, Dick Higgins, Nam June Paik, Yoko Ono, Joseph Beuys, ve John Cage gibi sanatçılar da bu harekete önemli katkılar sağlamıştır.
Bahsettiğimiz gibi Fluxus’u en çok etkileyen sanatçıların başında John Cage gelmiştir. Cage’in müziği, rastlantısallık ve doğaçlama üzerine kuruludur ve müziğin sınırlarını zorlayan bir yaklaşım benimsemiştir. Müzikteki bu yenilikçi çalışmalarıyla Fluxus’un temel dayanaklarından olmuştur. John Cage’in 1957-1959 yılları arası New School for Social Research’te verdiği deneysel müzik dersleri Fluxus için ilham kaynağı olmuştur. Fluxus’a dahil olan birçok sanatçı ve müzisyen John Cage’in derslerine katılmıştır. Ancak John Cage’in çalışmaları ders verdiği bu dönemin çok da öncesine gitmektedir. En bilinen ve çarpıcı bir etki yaratan eseri olan 4′33″ ‘ü 1952 yılında bestelemiştir. Sırasıyla 30 saniye, 2 dakika 23 saniye ve 1 dakika 40 saniye süren üç bölümden oluşan eser toplan 4 dakika 33 saniye süren bir sessizliktir. Bu sessizlik aslında “sessizlik” değil, dinleyiciler ve çevre tarafından yapılan ortam seslerinin karışmasıdır. John Cage, dinleyicinin sessizliğe, kendisi ve çevresi ile oluşturduğu ortam seslerine karşı tutumunu ve herhangi bir işitsel deneyimin müziği oluşturup oluşturamayacağını gözlemlemeyi amaçlamıştır.

Değindiğimiz gibi Fluxus hareketi içerisinde birçok sanatçı yer almıştır. Burada hepsine değinmemiz elbette imkânsız olacaktır. Yine de John Cage’in yanında sanatçı Nam June Paik’e de değinmek isteriz. Nam June Paik, video sanatı alanında öncü çalışmalarıyla tanınan ünlü Fluxus sanatçılarındandır. John Cage’in derslersiyle yolu kesişmesi, George Maciunas ve Joseph Beuys ile tanışması sonrası 1962 yılında Fluxus’a dahil olmuştur. Televizyonu güzel sanatlara taşıyarak ve onun üzerinde deneysel çalışmalar yapmıştır. Paik’in eserleri, teknoloji ile sanatın birleşimini ve bu birleşimin günlük yaşam üzerindeki etkilerini araştırır. Bilinen en ünlü eserleri TV Bra for Living Sculpture (1969) ve TV-Cello’dur (1971).
Sözün Özü
Son kitlesel sanat akımı olarak Fluxus, 20. yüzyılın en yenilikçi ve etkili sanat hareketlerinden biridir. Fluxus, sanatı günlük yaşamın bir parçası haline getirerek, sanatı elitist ve erişilmez bir olgu olarak gören anlayışa karşı çıkmıştır. Fluxus sanatçıları, sanatta deneysel ve yenilikçi bir yaklaşım benimseyerek, sanatın sınırlarını genişleterek ve onu daha kapsayıcı ve demokratik bir hale getirmeyi amaçlamışlardır.
Fluxus’un sanat dünyasında yarattığı etki, performans sanatı ve kavramsal sanat gibi akımlarda açıkça görülmektedir. Fluxus, sanatı ve yaşamı birleştiren yaklaşım ile sanatın toplumsal değişim için bir araç olarak kullanılabileceğini göstermeye çalışmıştır. Bu bağlamda, Fluxus, sanatın tanımını ve sınırlarını yeniden belirleyerek, sanat dünyasında kalıcı bir iz bırakmıştır.
Fluxus hareketinin mirası, günümüzde de sanatçılar tarafından benimsenmekte ve yeni sanat eserlerinde yaşatılmaktadır. Bu da, Fluxus’un sanat dünyasındaki önemini ve etkisini göstermektedir. Fluxus, sanatın sürekli olarak değişen ve evrilen bir olgu olduğunu ve bu değişimin, sanatın en temel özelliklerinden biri olduğunu savunan bir hareket olarak, sanat tarihindeki yerini sağlamlaştırmıştır.

Yararlanılan ve Tavsiye Edilen Kaynaklar:
- https://monoskop.org/images/3/33/Phillpot_Clive_Hendricks_Jon_Fluxus_Selections_from_the_Gilbert_and_Lila_Silverman_Collection_1988.pdf
- https://www.moma.org/interactives/exhibitions/2011/fluxus_editions/index.html
- https://monoskop.org/Fluxus
- https://e-skop.com/skopbulten/kapitalist-realizm/3755
- http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/39634.pdf
- Fırat Arapoğlu, Estetik Bir Direniş Hareketi: Fluxus https://openaccess.altinbas.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12939/1492/fLUXUS.pdf?sequence=2
- Seda Yavuz, Yapı-bozum bağlamında Fluxus haraketi http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/39634.pdf
- https://en.wikipedia.org/wiki/Fluxus