1960’lı yıllarda Adapazarı’nda resim hocası Hüsnü Gürsel, fotoğrafçı Mümtaz Ertürer, Naci Sevinç, İbrahim Zaman ve Hayri Yazıcıgil bir araya gelerek “Adapazarı’lı Grup 5“i kurmuşlardır. Adapazarı’nda kurulan ilk fotoğraf grubu olan topluluk Türk Fotoğrafına önemli katkılar sağlamıştır ve yön vermiştir.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Öğr. Gör. Servet Sezgin’in yüksek lisans tez çalışmasında grubun kurucularından Hüsnü Gürsel ile grubun kuruluşuna dair yaptığı röportajda şunlara değinmiştir:
GRUP 5‘in kuruluş öyküsünü değerli hocası Hüsnü Gürsel‘le 1 Aralık 2008 tarihinde yaptığı röportajda şöyle anlatır:
“1954 yılında Trabzon Beşikdüzü Öğretmen okulundan Arifiye Öğretmen Okulu’na geldiğimde, Adapazarı fotoğraf stüdyolarında bazı arkadaşların çalışmalarının, normal stüdyo çalışmalarından farklı olduğu dikkatimi çekti. O arkadaşlarla yapmış olduğum görüşmelerde sanatsal fotoğraf çekme isteklerinin ve heyecanlarının olduğunu gördüm. Bu arkadaşlar Mümtaz Ertürer, Naci Sevinç ve İbrahim Zaman‘dı. Bu arkadaşlarla ara sıra bir araya gelip çekmiş olduğumuz fotoğrafları birbirimize göstererek paylaşıyor ve yapıcı eleştirilerde bulunuyorduk.
Böylelikle 1956 yılında grubumuzun ilk adımlarını atmış olduk. Bu toplantılar neticesinde bir fotoğraf sergisi açmaya karar verdik. Şubat 1962’de Ticaret Lisesi (Eski Halkevi) binasında Mümtaz Ertürer, Naci Sevinç, İbrahim Zaman ve ben Hüsnü Gürsel olmak üzere dört arkadaş Adapazarı’nda ilk karma sergimizi açtık. Sonradan Hayri Yazıcıgil‘in de katılımı ile daha da güçlendik ve “Adapazarı’lı GRUP 5” adında bir oluşum gerçekleştirdik.”
Grup zamanla yeni sergiler açmaya başlar. 1964 yılında açtıkları bir sergide konuk ve jüri üyesi olan rejisör Baha Gelenbevi’nin dikkatini çeken grup üyeleri, İstanbul’a davet edilirler.
Grubun şu an hayatta olan tek üyesi İbrahim Zaman; Baha Gelenbevi’nin sergileri ile ifadesini şu şekilde aktarır:
“O gün günlerden pazardır. Galatasaray Lisesinin geleneksel “Pilav Günü” vardır. Bir tercih yapmak zorundalar, ya Galata’da pilavı tercih edecekler ya da taşrada sergiyi. Adapazarı’na gelmek içlerinden geçmez, birbirlerine söyleyemezler. Belki birisi boş ver dese öbürü dünden hazırdır. Ancak Adapazarı’na gelip fotoğrafları gördükten sonra işler değişir.
Baha Gelenbevi, Zeki Faik Özer‘e dönerek şöyle der: “Bak gördün mü! Buraya gelemeyip, az daha bu fotoğrafları görmekten mahrum kalacaktık. Bu çocuklar harikalar yaratmışlar” diyerek şaşkınlıklarını gizleyemeyip, methiyelerde bulunurlar.“
Bu sergi ile Adapazarı’lı Grup 5 üyelerine İstanbul yolu açılmıştır.
1 Nisan 1965 senesinde Baha Gelenbevi‘nin davetiyle, İstanbul Belediye Şehir Galerisi’nde “GRUP 5” olarak Adapazarı dışında ilk sergilerini gerçekleştirmişlerdir.
Baha Gelenbevi, “Adapazarı’lı GRUP 5” hakkında sergi salonunun kapısına astığı afişte şöyle yazar:
“Ey İstanbul fotoğrafçıları…
Bu yan odadaki fotoğraflara bakın da, İstanbul dışında el oğlu nemene sanat yapıyor görün…
Adapazarı’nın beş genç ve ileri artistinin bu sergiye katılımlarını sağladığımdan çok kıvançlıyım.
Eski yöndeki fotoğrafa Avrupa’da kazan kaldıran “yeni anlayış”ın bizdeki (Jön Türkleri) olacak bu gurup…
Görün ve Eleştirin,
Buyurun.”
Bu sergi ile “GRUP 5” kendini kabul ettirerek, bundan sonra “Adapazarı’lı GRUP 5” adı, Adapazarı ve Türk fotoğraf sanatının öncülerinden biri olarak fotoğraf tarihimizde yer almıştır.
1966 yılında İzmit’li fotoğraf sanatçısı Cemal Turgay’ın aralarına katılması ile 6 kişi olarak yollarına devam etmişlerdir. Sırasıyla,
“GRUP 5 Sapanca Gölünde“
“Merdivenler”
“Dünden Bugüne Grup 5“
sergilerini gerçekleştirmişlerdir.
Adapazarlı amatör bir fotoğrafçı olarak yolumuzu açan üstadlarımızı saygıla anar, bu yazıyı Adapazarı’lı Grup 5‘in kıymetli üyelerine ithaf ederim. Üyesi olduğum derneğimiz SAGÜSAD (Sakarya Güzel Sanatlar Derneği) ustalarımıza vefa olarak derneğimiz kurucuları adına bu yıl Adapazarı’lı Grup 5 Fotoğraf Yarışması düzenlemektedir. Yarışma detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu yazıma yüksek lisans tezi ile kaynak olan SUBÜ Öğr. Gör. Servet Sezgin’e ve tasarımları ile destek olan Saadet Tezkorkut’a teşekkür ederim.
Bahar SANER